Nazım KANKILIÇ (Gelir İdaresi Grup Başkanı)

GİRİŞ

Gizli ekonomi, gri ekonomi, gölge ekonomisi, enformel ekonomi, nakit ekonomisi ve yeraltı ekonomisi gibi adların da verildiği kayıt dışı ekonomi, en genel ifadeyle Devletten gizlenen, kayda geçirilmeyen ve denetim dışında kalan ekonomik faaliyetler olarak tanımlanmaktadır. Buna göre, bazı kayıt dışı faaliyetler yasadışı olduğu halde, bazıları yasaklanmamış bir faaliyetin kastî olarak kayıtlara geçirilmemesi, dolayısıyla vergilendirilmemesi olarak ortaya çıkmaktadır.

Bu çerçevede, yasaklanmamış faaliyetlerden olup bilinçli olarak kayıt dışı kalan işlemler ve bu muameleler dolayısıyla ortaya çıkan vergi kayıp ve kaçağının önlenmesi ekonominin sağlıklı işleyebilmesi bakımından büyük önem taşımaktadır.

Ekonomide kayıt dışılığın artması ile birlikte kişi ve kurumlar arasında haksız rekabet ortaya çıkmakta, gelir dağılımında denge bozulmakta, mükelleflerin vergiye gönüllü uyumu azalmakta, vergi bilinci ve toplumsal değerler aşınmaktadır.

Bu itibarla, kayıt dışı ekonominin nedenleri, sonuçları, boyutu, uygulanması gereken strateji ve mücadele yöntemlerinin bir bütün olarak ele alınarak mücadelede kararlılığın ve iradenin ortaya konulması büyük önem taşımaktadır.

Türkiye’de kayıt dışı ekonomiyle mücadele kapsamında başarılı adımlar atılmış, sorunun ortadan kaldırılmasına yönelik hedefler; hükümet programları, kalkınma planları, orta vadeli planlar, yıllık programlar ve malî planlarda yer alan öncelikli konulardan biri olmuş, mücadele stratejisi eylem planları hazırlanmış ve olumlu neticeler alınmıştır.

Kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin başarıya ulaşması, bir Devlet politikası olarak bu mücadelenin kararlı ve sürekli bir biçimde takip edilmesine, kayıt dışı ekonominin sebepleri ve boyutlarının ortaya konulmasına, kamu kurum ve kuruluşlarıyla birlikte koordineli hareket edilmesine ve toplumun tüm kesimlerinin desteğinin alınmasına bağlı bulunmaktadır.

I. KAYIT DIŞI EKONOMİNİN SEBEPLERİ

A) Vergi ve Sosyal Güvenlik Katkı Paylarının Ağırlığı

Artan kamu finansman ihtiyacının vergi oranlarının yükseltilmesi yoluyla karşılanması, vergiye karşı direnci daha da artırmakta ve bu durum kayıt dışılığı bir kısır döngü haline getirmektedir.(1) Kayıt dışı ekonomi alanında yapılan birçok çalışmada, vergi ve sosyal güvenlik katkı paylarının ağırlığının kayıt dışı ekonomiyi artıran önemli sebepler arasında sayıldığı görülmektedir.(2)

Yapılan araştırmalar vergi ve sosyal güvenlik katkı payı yükünün; gelir üzerinden alınan doğrudan vergiler, hükümet harcamaları ve/veya transferlerin toplam harcamalar içerisindeki payının büyüklüğü ve ekonomik alanda uygulanan kısıtlamalar gibi faktörlere bağlı olarak ülkeler arasında değişkenlik gösterdiğini ortaya koymaktadır.

Vergi yükü ve sosyal güvenlik katkı paylarının yüksek olduğu ülkelerde kayıt dışına yönelme ya da kazanç neticesinde elde edilen kârın vergi yükü nispeten düşük olan ülkelere taşınması gibi sebeplerle büyük oranda vergi kayıp ve kaçakları ortaya çıkmaktadır. Vergi oranları ve sosyal güvenlik katkı paylarının ağırlığındaki azalma ise mükelleflerde kayıt içinde kalma maliyetlerinin düşeceği algısını beraberinde getirmektedir.

B) Mevzuattan Kaynaklanan Sorunlar

Vergi kanunlarının ve bu kanunları uygulamak üzere çıkarılan düzenleyici işlemlerin basit ve açık olmaması, vergiye uyumu doğrudan etkilemektedir. Mevzuatın karmaşıklığı, bu alanda faaliyet gösteren danışmanlık birimlerinden hizmet satın almayı zorunlu kılmakta, bu ise vergiyi ödemek için ek maliyetlere katlanmak istemeyen mükelleflerin kayıt dışına yönelmelerine sebep olmaktadır.

Mevzuat hazırlanırken anlaşılabilir olmasına özen gösterilmesi ve mükelleflerin vergi mevzuatından kaynaklanan sorunlarının en aza indirilebilmesini sağlamak üzere e-posta, telefon, broşür vb. vasıtalarla rehberlik hizmetlerinin verilmesi bu sorunundan kaynaklanan kayıt dışılığa yönelmenin önüne geçmektedir.

C) Ekonomik Yapı

Yapılan araştırmalar, kayıt dışılığın iktisadî gelişmesini tamamlayamamış, kişi başına düşen millî gelirin düşük, enflasyon, rekabet eşitsizliği ve işsizlik oranının yüksek olduğu ülkelerde daha yüksek boyutlarda görüldüğünü ortaya koymaktadır.

Kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin başarıya ulaşabilmesi her halükârda bu ve benzeri yapısal sorunların asgariye indirilebilmesiyle mümkün olabilecektir.

D) Nakit Ekonomisi

Teknolojik gelişmelerin yaşandığı, hızlı güvenilir para transfer sistemlerinin kullanıldığı ve bankacılık sektörünün geliştiği günümüzde parasal muameleler elektronik ortamda takip edilebilmektedir. Ancak, bu işlemlerin nakit olarak gerçekleştirilmesi ile birçok faaliyet kayıt dışına çıkabilmektedir. Bu şekilde yapılan ticaretin bankacılık sisteminde iz bırakmaması ve beyanların gerçeği yansıtmaması vergi kayıp ve kaçağına sebep olmaktadır.

Günümüzde ekonominin işleyişine yön veren aktörler elektronik ödeme sistemlerini önemsemekte ve teşvik etmektedir. Çalışanların ücret ödemeleri ile gayrimenkul kiralarının bankalar aracılığıyla yapılması mecburiyeti gibi yasal düzenlemeler kayıt dışılığın ve bu alanda ortaya çıkan kayıp ve kaçaklarının önüne geçilmesinde etkili olmaktadır.

E) Toplumsal Farkındalığın Zayıflığı

Kayıt dışı faaliyetlerdeki artış, bireyler ve işletmeler arasında haksız rekabetin doğmasına ve gelir dağılımının bozulmasına sebep olduğu gibi, kayıtlı mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunun ve toplumdaki vergi bilincinin zayıflamasına da yol açmaktadır. Bu durumun yaygınlaşması, kayıt dışılık sorununun toplum nezdinde normalleşmesine ve meşruiyet algısının güçlenmesine sebep olmakta ve toplumsal değerler zedelenmektedir.

Bu itibarla, ilköğretim çağından başlayarak toplumun bilinçlendirilmesi, eğitim müfredatının bu konuyu içerecek şekilde tanzim edilmesi ve tanıtım kampanyaları yoluyla mücadelenin öneminin toplumun diğer kesimlerine ulaştırılması gerekmektedir.

F) Diğer Sebepler

Kayıt dışı ekonominin sebepleri arasında ayrıca; yolsuzluk, çarpık kentleşme, işletmelerin çok büyük bölümünün küçük ölçekli olması, kamu harcamalarında israf olduğu yönünde toplumda genel bir algının mevcudiyeti, bürokratik formalitelerin fazlalığı, denetim sisteminin yeterince etkin olmaması, kurumlar arası koordinasyonun eksikliği, sıkça çıkarılan afların toplumdaki adalet duygusunu ve yükümlülükleri zamanında yerine getirme bilincini aşındırması ve siyasî iradenin oluşmaması gibi sebepler de yer almaktadır.(3)

II. KAYIT DIŞI EKONOMİNİN BOYUTU

Kayıt dışı ekonomi alanında yapılan çalışmalarda bu sorunun sebepleri ve sonuçları üzerinde yoğunlaşılmış, sonrasında yapılan çalışmalarda; ülkenin faal nüfusu, gayrisafi millî hâsılası (GSMH), gayrisafi yurtiçi hâsılası (GSYİH), kişi başına düşen millî geliri, enflasyon ve işsizlik oranları, vergi yükü ve kapasitesi gibi birçok gösterge dikkate alınarak kayıt dışılığın boyutunu ölçmeye yönelik analizlere ağırlık verilmiştir.

Yapılan tüm bu çalışmalardaki ölçümlerde amaçlanan, gerçekte var olduğu halde millî gelir hesaplarına yansımayan, fiilen gerçekleşmiş olmasına rağmen kaydı tutulmayan ve denetim dışı kalan faaliyetlerin, millî gelir hesaplamaları neticesinde elde edilen rakamlara oranlanan tahminî büyüklüğünü ortaya koyabilmektir.

A) Kayıt Dışı Ekonomiyi Ölçme Yöntemleri

Kayıt dışı ekonominin ölçümünün tahmine dayalı olması sebebiyle boyutunun hesaplanmasında birçok farklı yöntem kullanılmaktadır.

Ekonomideki kayıt dışılığın büyüklüğünü tahmin etmek için geliştirilen yöntemlerin sınıflandırılması farklılık arz etmekle birlikte, son dönemde yapılan çalışmalarda bu yöntemler; doğrudan yaklaşım, dolaylı yaklaşım ve model yaklaşımı başlıkları altında gruplandırılmaktadır.

KAYIT DIŞI EKONOMİYİ ÖLÇME YÖNTEMLERİ
Doğrudan YaklaşımDolaylı YaklaşımModel Yaklaşımı 
-Anket Yöntemi-GSMH Yöntemi– Vergi İncelemeleri Yöntemi-İstihdam Yöntemi-Parasalcı Yöntem-Fiziksel Girdi Yöntemi-MIMIC Yöntemi-DYMIMIC Yöntemi

1) Doğrudan Yaklaşımlar

Doğrudan ölçme yöntemi, anketler yoluyla gerçekleştirilmekle birlikte başarısı katılımcıların güvenilir cevaplar vermesine bağlı bulunmaktadır.

Anketlerde, katılımcılara faaliyetlerinin kayıt dışı olup olmadığı, muamelelerin resmî kayıtlara yansıtılıp yansıtılmadığı veya ne kadarlık kısmının yansıtıldığı gibi sorular sorularak elde edilen cevaplardan kayıt dışı ekonominin tahminî boyutu belirlenmeye çalışılmaktadır.

Kayıt dışı ekonominin büyüklüğünden çok yapısını incelemek bakımından faydalı olan bu yöntem, istatistik kurumlarınca yaygın olarak kullanılmaktadır.(4)

Kayıt dışılığın boyutunun ölçümünde, hane halkı anketleri, işyeri anketleri, zaman kullanım anketleri ve vergi anketleri gibi bir çok anket çeşidi kullanılmaktadır.

Hane halkı anketleri, kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin alıcıları ve bazen de üreticileri olarak hane halkına uygulanmaktadır. İşyeri anketleri, kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin üreticileri ve alıcıları olarak işyerleri için tatbik edilmektedir. Zaman kullanım anketleri, açık ve saklı ekonomik faaliyetlerde bulunanların, bu faaliyetler için harcadıkları zamanı ve parasal değerleri araştıran anketler olarak tanımlanmaktadır. Vergi anketleri, vergilendirilmeyen geliri tahmin etmeye yönelik olarak vergi kaçağı olan haneleri ve işyerlerini belirlemek için yapılmaktadır.(5)

 2) Dolaylı Yaklaşımlar

Bu yöntemlerde, anket yöntemleri dışında kalan ve çeşitli makro ekonomik göstergelerin dönemsel değişimleri dikkate alınarak kayıt dışı ekonominin tahminî büyüklüğü belirlenmeye çalışılmaktadır.

Dolaylı yöntemler arasında; Gayri Safi Millî Hâsıla Yöntemi, Vergi İncelemeleri Yöntemi, İstihdam Yöntemi, Parasalcı Yöntem ve Fiziksel Girdi Yöntemi bulunmaktadır.

a) Gayri Safi Millî Hâsıla Yöntemi

Gayri Safi Millî Hâsıla Yaklaşımı hesaplamalarında, üretim, gelir ve harcama yöntemleri olmak üzere üç farklı yöntem kullanılmaktadır. Millî gelirin hangi yöntemle hesaplanırsa hesaplansın aynı sonucu vermesi gerekmektedir. Bu yaklaşımda, farklı yöntemlerle hesaplanan GSMH değerleri arasında ortaya çıkan farkların kayıt dışı ekonomi büyüklüğüne ilişkin veri teşkil ettiği değerlendirilerek bu büyüklüğün boyutu ortaya konulmaya çalışılmaktadır.

b) Vergi İncelemeleri Yöntemi

Bu yaklaşımda, vergi incelemeleri sırasında ortaya çıkan matrah farklarının kayıtlı olan ancak, vergilendirilmeyen ekonominin büyüklüğünü ortaya koyacağı varsayımından hareket edilmektedir.

c) İstihdam Yöntemi

Bu yöntemde, belirli dönemlerde ekonomideki işgücü arzı artış hızı ile istihdam artış hızı arasındaki farktan yola çıkılarak kayıt dışı ekonominin büyüklüğü hakkında tahminde bulunulmaya çalışılmaktadır.

d) Parasalcı Yöntem

Parasalcı yaklaşımda, merkez bankası tarafından takip edilen parasal veriler dikkate alınarak kayıt dışı ekonominin büyüklüğü ölçülmektedir. Söz konusu veriler kullanılarak kayıt dışı ekonominin boyutunu ortaya koyan bu yöntemin; sabit oran, işlem hacmi ve ekonometrik yöntem olmak üzere farklı ölçüm metotları bulunmaktadır.

e) Fiziksel Girdi Yöntemi

Doğalgaz ve elektrik gibi tüketim verilerine dayanılarak hesaplanan potansiyel üretim ile kayıtlara yansıyan çıktı arasındaki farktan yola çıkılarak kayıt dışı ekonomi büyüklüğünün hesaplandığı bir yöntemdir.

3) Model Yaklaşımı

Doğrudan ve dolaylı yöntemlerde, tek bir değişkenden hareket edilerek kayıt dışı ekonominin büyüklüğü tahmin edilmeye çalışırken iken, bu yaklaşımda, kayıt dışı ekonominin para, işgücü ve üretim piyasalarında bıraktığı izlerden sadece birinden değil kullanılan değişkenlerin hepsinden eş zamanlı olarak faydalanılmaktadır. Bu yaklaşımda, dolaylı vergiler, kişi başına düşen GSYİH, işsizlik, enflasyon, para arzı, büyüme, kamu harcamaları ve ticaret hacmi gibi veriler dikkate alınmaktadır.

 a) MIMIC Yöntemi

MIMIC (Çoklu Gösterge-Çoklu Neden) yöntemiyle; parasal işlemlerdeki değişimler, işgücü piyasasındaki gelişmeler ve üretim piyasasındaki hareketlilikler ile vergi yükü, mevzuatın karmaşıklığı ve mükelleflerin vergi ahlakı gibi kayıt dışı ekonomiyi etkileyen sebepler bir arada değerlendirilerek kayıt dışı ekonominin büyüklüğüne ilişkin tahminî sonuçlara ulaşılması amaçlanmaktadır.

b) DYMIMIC Yöntemi

DYMIMIC (Dinamik Çoklu Gösterge-Çoklu Neden) yönteminde, MIMIC yönteminde yer alan sebep ve göstergelere ek olarak farklı dönemlere ait bilgiler de değerlendirmeye katılarak kayıt dışı ekonominin tahminî büyüklüğü belirlenmeye çalışılmaktadır.

 B) Bölgeler ve Ülkeler İtibariyle Kayıt Dışı Ekonominin Boyutu

Friedrich Schneider, Andreas Buehn ve Claudio E. Montenegro, 2010 yılında yayımlanan çalışmalarında,(6) 162 ülkede kayıt dışı ekonominin tahminî büyüklüğünü MIMIC yöntemiyle ölçmüşlerdir.

Söz konusu çalışmada, 2007 yılındaki kayıtlı ekonominin ortalama büyüklüğünün yüzdesi olarak kayıt dışı ekonominin ortalama büyüklüğü, Doğu Asya ve Pasifik ülkelerinde %32,3, Avrupa ve Merkez Asya ülkelerinde %38,5, Latin Amerika ve Karayiplerde %41,2, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde %28,0, yüksek gelirli OECD ülkelerinde %16,8, diğer yüksek gelirli ülkelerde %22,8, Doğu Asya ülkelerinde %33,2 ve Afrika Güney Sahra ülkelerinde %40,8 olarak tahmin edilmiştir.

F. Schneider tarafından yapılan bir başka araştırmada,(7) 2010 yılı itibariyle Avrupa Birliği üyesi 27 ülkede kayıt dışı ekonominin tahminî büyüklüğü ortalama olarak %19.5 olarak ölçülmüş ve bu ülkelerde kayıt dışılık %10 – %30 aralığında hesaplanmıştır.

Dünyanın ilk 20 ekonomisindeki kayıt dışılık büyüklüklerinin 2010 yılı için hesaplanan GSYİH rakamlarına oranları incelendiğinde, 14,6 trilyon dolarlık GSYİH büyüklüğü ile dünyanın en büyük ekonomisi konumundaki ABD’de bu oranın %7,2, 11 inci büyük ekonomi olan Rusya’da %40,6 ve 7 nci büyük ekonomi konumundaki Brezilya’da %36,6 olarak tahmin edildiği görülmektedir. Bu sıralamaya göre, 735 milyar dolarlık GSYİH’sı ile 17 inci büyük ekonomi konumundaki Türkiye’de tahminî kayıt dışılık oranı %28,3 olup, 20 ülke arasında 17 nci sıradadır. Türkiye’yi Meksika (%28,8), Brezilya (%36,6) ve Rusya (%40,6) izlemektedir.

GSYİH Rakamlarına Göre Dünyanın İlk 20 Ekonomisindeki Kayıt Dışılık Aralığı (2010)

OranlarÜlkeler
%  0 – %10ABD, Japonya, İsviçre
%10 – %20Çin, Almanya, Fransa, İngiltere, Kanada, İspanya, Avustralya, Hollanda, Endonezya
%20 – %30İtalya, Hindistan, Meksika, Güney Kore, Polonya, Türkiye
%30 – %40Brezilya
%40 +Rusya

Dünyanın en büyük 20 ekonomisinin 3’ünde kayıt dışı ekonominin tahminî büyüklüğü %0 – %10 aralığında, 9 ülkede %10 – %20 aralığında ölçülmüştür. Bu oran, Türkiye dâhil 6 ülkede %20 – %30 aralığında, 1 ülkede %30 – %40 aralığında, 1 ülkede ise %40’ın üzerindedir.

Türkiye, AB ve 21 OECD üyesi ülkede kayıt dışı ekonominin tahminî büyüklüğü 2003-2010 yılları arasında azalma eğilimi göstermekte, Türkiye’de bu büyüklüğün 2003-2010 döneminde %32,2 seviyesinden %28,3 seviyesine gerilediği görülmektedir.

Schneider’ın Ocak 2015’te yayımlanan araştırmasına göre ise 2015 yılı için Türkiye’nin tahminî kayıt dışı ekonomi büyüklüğü %27,8 olarak hesaplanmıştır. Aynı çalışmaya göre AB ülkeleri içerisinde en yüksek oran %30,6 ile Bulgaristan’da, en düşük oran ise %8,2 ile Avusturya’da ölçülmüş olup, AB ülkelerinin ortalama kayıt dışı ekonomi büyüklüğü %18,3’tür.(8) Bununla birlikte, farklı metotlarla yapılan çalışmalarda farklı neticelere de rastlanmaktadır.

2) Kayıt Dışı İstihdam

Kayıt dışı ekonomiyle bağlantılı olan kayıt dışı istihdam son dönemlerde küresel rekabetin artması, bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle beraber kayıt dışılığı da içinde barındıran üretimde esnekliğin artması ve buna bağlı olarak resmî olmayan işgücü piyasasının toplam işgücü içinde önemli oranlara ulaşmasıyla büyük bir sorun haline gelmiştir.

Kayıt dışı istihdam, sosyal güvenlik sistemini ve çalışma hayatını düzenleyen hukuk kurallarına uyulmaksızın, kayıt dışı kaçak işçi çalıştırılması veya kendi nam ve hesabına kayıtsız çalışılması olarak görülmektedir. Kayıt dışı ekonomide kaçak işçilik üç şekilde ortaya çıkmaktadır. Bunlardan ilki, işçinin hiçbir şekilde resmî kayıtlarda yer almamasıdır. İkinci yöntem, işçi resmî kayıtlarda sigortalı olarak görünmekle birlikte, prim ödeme gün sayısı düşük gösterilmektedir. Kaçak işçilikte ortaya çıkan üçüncü yöntem ise, işçinin elde ettiği gelirin resmî kayıtlara yansıtılmamasıdır.

Kayıt dışı istihdamı ortaya çıkaran sebepler ise çeşitlidir. Öncelikle, sigorta primi ve vergi gibi kesintiler işveren için yük oluşturmaktadır. Bununla birlikte, işçilerin işe başlarken “brüt ücret” üzerinden değil, net ücret üzerinden anlaşmaları kanunların esasen işçiyi yükümlü tuttuğu fakat ödenmesinde işvereni sorumlu saydığı bazı yükümlülüklerin (sigorta primi işçi hissesi, zorunlu tasarruf işçi hissesi, gelir vergisi vb.) işveren tarafından katlanılmamasına sebep olmaktadır.(9)

Dünya Bankası Türkiye Ülke Ekonomi Raporuna göre kayıt dışılık en çok 10 veya daha az kişi çalıştıran işletmeler arasında yaygındır.

Söz konusu çalışmaya göre, Türkiye’de, tamamen kayıtlı işletmeler, tamamen kayıt dışı işletmeler ve yarı kayıt dışı işletmeler olmak üzere üç farklı ana işletme türü mevcuttur. Kayıt dışı işletme terimi genellikle satışlarını (dolayısıyla vergisini) ve istihdamını eksik beyan eden tescilli işletmeleri kapsamaktadır.(10)

III. KAYIT DIŞI EKONOMİNİN SONUÇLARI

Kayıt dışı ekonomi, verginin eksik tahakkuk etmesine, tahsilâtın düşük düzeyde kalmasına, sosyal güvenlik sisteminin etkilenmesine, kişi ve işletmeler arasında haksız rekabetin yaşanmasına, üretimde kullanılan kaynaklarının verimsiz paylaşımına, gelir dağılımında haksızlıkların ortaya çıkmasına, istatistikî verilerin gerçeği yansıtmamasına, toplumsal farkındalığın azalmasına, kayıt dışılık sorununun zamanla normalleşmesine toplum ve kamuoyu nezdinde meşrulaşmasına yol açmaktadır.

A) Vergi Gelirlerinin Azalması

Kayıt dışı ekonominin en önemli etkilerinden birisi de, Devletin temel gelir kaynağı olan vergi gelirlerini azaltmasıdır. Bazı ekonomik faaliyetlerin kayıt dışında kalması, eksik vergi tahakkukuna ve tahsilâtın olması gerekenin altında gerçekleşmesine sebep olmaktadır.

Mükellefler, oluşturdukları katma değerleri gizledikleri ya da eksik gösterdikleri oranda, katma değer vergisinin yanı sıra, mükellefiyet durumlarına göre gelir ya da kurumlar vergilerini de eksik beyan etmiş olmaktadırlar.

Kayıt dışı ekonomi, bir taraftan Devletin vergi gelirlerini aşındırır iken, diğer taraftan bazı kişiler vergi dışı kalmış gelir elde etmiş olduklarından vergisini tam ödeyenlerle ödemeyenler arasında adaletsiz bir durum ortaya çıkmaktadır.(11)

B) Sosyal Güvenlik Sisteminin Etkilenmesi

Sosyal güvenlik, kamu programları aracılığıyla bireylerin ve ailelerin ekonomik ve sosyal risklerle karşılaşmaları durumunda ihtiyaç duydukları destek ve dayanışmanın, kurumsallaşmış bir yapı ile sağlanması olarak tanımlanmaktadır.

İstihdam alanındaki kayıt dışılık sebebiyle sosyal güvenlik katkı paylarının tahsil edilememesi; çalışan nüfusun sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınamamasına, sosyal güvenlik sisteminin etkin olamamasına, finansal yapının ve aktüeryal dengenin bozulmasına ve sosyal güvenlik kurumundan beklenen hizmetlerin yerine getirilememesine sebep olabilmektedir.

C) İşletmelerin Küçülmesi

Kayıt dışı ekonomide işletmeler rekabet avantajı elde edebilmek adına kayıt dışına yönelmekte ve küçülerek aracı işletmelerle çalışma yoluna gidebilmektedir. Bu durum işletmelerin optimum ölçek büyüklüğünün sağlayacağı verimlilik artışından ve getirisinden uzaklaşmalarına, teknoloji geliştirme ve araştırma-geliştirme faaliyetine kaynak ayıramamalarına yol açmaktadır. Kısmen kayıt dışı faaliyet gösteren işletmelerin muhasebe kayıtları olması gerektiği gibi tutulmadığından finansal tablolar gerçeği yansıtmamaktadır.

D) Haksız Rekabetin Ortaya Çıkması

İlk aşamada kayıt dışı faaliyette bulunan işletmeler bakımından rekabet avantajı sağladığı algılanan kayıt dışı ekonomi, aslında bu tür şirketlerin kurumsallaşmasını ve ölçek ekonomisinin getirilerinden yararlanmalarını engellediği gibi, kayıt dışılık sebebiyle faaliyetlerin vergilendirilmemesi ve girdiler üzerindeki vergi yükünün artması sonucunu doğurarak uluslararası alanda şirketlerin rekabet gücünü de olumsuz yönde etkilemektedir.(12)

Faaliyetlerini kayıt dışı olarak yürüten işletme ve bireyler, faaliyetlerini kayıtlı olarak yürüten işletme ve bireylere kıyasla daha düşük işgücü ve üretim maliyetleri sebebiyle haksız rekabet avantajı elde etmektedirler. Böylece kayıtlı faaliyette bulunmak zorlaşmakta, kârlılık azalmakta, küçülme, sektörden çıkış ya da verimli-verimsiz firma ayırt etmeksizin kayıt dışına çıkış seçenek haline gelmekte, potansiyel büyüme hızından uzaklaşılmakta ve rekabet yapısı bozulmaktadır.
Rekabetçi bir düzenleyici çerçeve, verimlilik artışını da beraberinde getirecektir. Rekabetin piyasalardaki bu olumlu etkisini sınırlayan her türlü engel, ekonominin potansiyel verimliliğine ulaşmasını ve dolayısıyla potansiyel büyümesini olumsuz etkileyecektir. Kayıt dışı olgusu tam bu nitelikte bir engeldir. Kayıt dışı ekonominin varlığı rekabetçi düzenden beklenen olumlu sonuçların elde edilmesini önlemektedir.

Bunun sonucunda ekonomi zaman içinde ikili bir yapıya bürünmektedir. Bir tarafta kayıt içinde çalışan daha verimli firmalar, diğer tarafta kayıt dışında çalışan daha verimsiz firmalar. Bu kalıcı bölünme, ekonominin daha verimli ve daha fazla zenginlik üreten bir yapıya kavuşmasını önlemektedir. Böylece kayıt dışılık bir ekonominin potansiyel verimliliğine ulaşmasını önleyerek o ülkenin büyüme performansını olumsuz anlamda etkilemektedir.(13)

E) Kaynak Dağılımının Bozulması

Vergi ve sosyal güvenlik katkı payı yükünün ağırlığı, hane halkı ve firmaları vergi ve vergi dışı malî yüklere katlanmamak için kayıt dışı alanlara yöneltmektedir.

Kayıt dışı ekonomi, vergi ve sigorta primlerinin tahsil edilememesine sebep olduğundan ekonomideki kaynak dağılımını bozmakta ve kaynakların verimli teknoloji yoğun sektörlerden vergilendirilmeyen verimsiz emek yoğun sektörlere kaymasına sebep olmaktadır. Bu durum ekonominin sağlıklı ve dengeli bir büyüme hızına ulaşmasına da engel olmaktadır.

F) Ekonomik Göstergelerin Gerçeği Yansıtmaması

Kayıt dışı ekonomi; enflasyon oranı, işsizlik oranı, büyüme oranı, GSMH, GSYİH gibi ekonomik göstergelerin gerçeği yansıtmaması sonucunu doğurmaktadır.

Bu durum, ekonomideki karar vericiler ile ekonomik tahminde bulunanların doğru analizler yapmalarına engel olmakta, ekonomideki sorunların yanlış tespitine yol açarak etkin ve doğru politika ve tedbirlerin uygulanamamasına ve istenmeyen sonuçların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.

G) Tüketici Mağduriyeti

Kayıt dışı ürünlerin standartların altında ve garanti kapsamı dışında olmaları, bu ürünleri satın alan tüketicilerin kayıtlı sektör tüketicilerini korumaya yönelik yasal düzenlemelerden ve satış sonrası hizmetlerden yararlanamamaları sonucunu doğurmaktadır.

Diğer taraftan, denetlenemeyen kayıt dışı ürünler tüketici sağlığını tehdit etmekte ve tüketicilerin hak arama yönünden mağduriyet yaşamalarına sebep olabilmektedir.

H) Vatandaş-Devlet İlişkisinin Zedelenmesi

Kayıt dışı faaliyetler Devlet ile vatandaş arasındaki bağların zedelenmesine ve güvensiz bir ortamın oluşmasına sebep olmaktadır. Kayıtlı faaliyette bulunanlar, kayıt dışılık sebebiyle Devlet otoritesine olan güvenlerini kaybetmekte, ilişkilerini yasal çerçevenin dışında gerçekleştirmeye başlamakta ve sorunlarını da gayri resmî yollarla çözme yoluna gitmektedirler.

Daha da kötüsü, vergi ahlâkı aşınmakta, nesiller boyu sürecek telafisi zor etkiler meydana gelmekte, toplumsal mutabakat zayıflamakta ve yüksek vergi yükü algısıyla beraber kayıt dışına yönelme güdüsü artmaktadır.

IV. SONUÇ

Devletten gizlenen, kayıt altında bulunmayan ve denetim dışı kalan faaliyetler olarak tanımlanan kayıt dışı ekonomi, her ne kadar istihdama ve ekonominin canlanmasına fayda sağlıyor gibi görünse de gerçekte ülke ekonomilerine çok büyük zararlar vermektedir. Bu sebeple kayıt dışı ekonomiyle mücadelede geçici tedbirler yerine öncelikle bu soruna yol açan sebeplerin tespit edilerek uzun vadeli ve kalıcı tedbirlerin alınması gerekmektedir.

Vergi mevzuatı ne kadar mükemmel olursa olsun, vergi idaresi ne kadar verimli ve etkin çalışır duruma getirilirse getirilsin, toplumda kayıt dışılığa yönelik bilinç yeterince yerleştirilemediği ve kurumlar arası işbirliği geliştirilmediği sürece, kayıt dışı ekonomiyle mücadelede tam anlamıyla başarıya ulaşılamayacağı açıktır.

Ülke kalkınmasının ve ekonominin sağlıklı bir yapı içinde gelişmesinin önündeki en büyük engellerden birisi olan kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin başarıya ulaşması, Devlet politikası olarak belirlenecek mücadele stratejilerin tüm kuruluşlarca kararlılıkla uygulanmasına ve toplumun her kesiminin vereceği desteğe bağlı bulunmaktadır.

DİPNOTLAR

1- 2011 Yılı Programı, s.88
2- Shadow Economies All over the World, New Estimates for 162 Countries from 1999 to 2007, Friedrich Schneider, Andreas Buehn, Claudio E. Montenegro, WorldBank Policy Research Working Paper, 2010, s.5
3- 2011 Yılı Programı, s.88
4- TÜSİAD, “Kayıtdışı Ekonomi ve Sürdürülebilir Büyüme, AB Yolunda Değerlendirme ve Çözüm Önerileri”, Yayın No. TÜSİAD-T/2007-01/428, Aralık 2006, s.44
5- Sekizinci Beş Yıllık kalkınma Planı Kayıt Dışı Ekonomi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, DPT, Ankara 2001, s.9
6- Friedrich Schneider, Andreas Buehn, Claudio E. Montenegro, Shadow Economies All over the World, New Estimates for 162 Countries from 1999 to 2007, WorldBank Policy Research Working Paper, 2010.
7- Friedrich Schneider, Size and Development of the Shadow Economy of 31 European and 5 other OECD Countries from 2003 to 2011 Revised Version, September 2011.
8- Friedrich Schneider, Size and Development of the Shadow Economy of 31 European and 5 other OECD Countries from 2003 to 2015: Different Developments, January 2015.
9- Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planı (2008-2010), s. 25
10- Türkiye Ülke Ekonomi Raporu Kayıt Dışılık: Nedenler, Sonuçları Politikalar, Dünya Bankası, Rapor No. 48523-TR 2010, s.27
11- Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planı (2008-2010), s.33-34
12- 2011 Yılı Programı, s.88-89
13- Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planı (2008-2010), s.32’den alıntı Metin Ercan, Kayıt Dışı Ekonomi ve Hızlı Tüketim Malları Sektörü, Ankara, Şubat 2006, s.32-33

KAYNAKÇA

→ Altuğ, Figen E., Çak, Murat., Şeker, Murat ve Bingöl, Önder., “Türkiye’de Vergi Bilinci İstanbul Araştırması”, ISMMMO Yayını No.134 İstanbul 2010

→ Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, “Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013)”, Ankara, 2006

→ Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, “Uzun Vadeli Strateji ve Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005)”, Ankara, Haziran 2000

→ Dünya Bankası, “Türkiye Ülke Ekonomi Raporu Kayıt Dışılık: Nedenler, Sonuçları Politikalar”, Yoksulluğu Azaltma Ekonomik Yönetim Birimi, Dünya Bankası Raporu, 48523-TR 2010

→ Ercan, Metin, “Kayıt Dışı Ekonomi ve Hızlı Tüketim Malları Sektörü”, Comart Uluslararası Organizasyon ve Tanıtım Hizmetleri, Ankara, Şubat 2006

→ Gelir İdaresi Başkanlığı, “Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planı (2008-2010”), Nisan 2009

→ Schneider, F., “Size and Development of the Shadow Economy of 31 European and 5 other OECD Countries from 2003 to 2011”, Revised Version September 2011

→ Schneider, F., Buehn, A., Montenegro, C.E., “Shadow Economies All over the World, New Estimates for 162 Countries from 1999 to 2007”, WorldBank Policy Research Working Paper, 2010

→ Schneider, F., “Size and Development of the Shadow Economy of 31 European and 5 other OECD Countries from 2003 to 2015: Different Developments”, January 2015

→ TÜSİAD, “Kayıtdışı Ekonomi ve Sürdürülebilir Büyüme, AB Yolunda Değerlendirme ve Çözüm Önerileri”, Yayın No. TÜSİAD-T/2007-01/428, Aralık 2006